Meleklerin kanatları bir Türk’ün ellerinden

05F478F500000514-2853357-image-70_1417196132964

serkan

Dünyanın en güzel kadınları ve onları görkemli iç çamaşırları içinde görmek isteyen milyonlarca insan her yıl ekran başında Victoria’s Secret Yılbaşı Defilesi’ne kitleniyor. O sahne şovlarına görkem katan kanatları ise son iki yıldır Serkan Cura isimli Türk tasarımcı yapıyor
Her yıl muhteşem sahne şovları ve iddialı iç çamaşırlarıyla tüm dünyanın merakını cezbeden Victoria’s Secret Yılbaşı Defilesi 2 Aralık’ta İngiltere’nin başkenti Londra’da gerçekleşecek. Gisele Bündchen, Adriana Lima, Alessandra Ambrossio, Doutzen Kroes gibi dünyanın en gözde mankenlerinden oluşan 11 güzel (Victoria’s Secret Angels/Victoria’s Secret Melekleri), kıdemleriyle doğru orantılı olarak büyüyen kanatlar takacak. Defilenin vazgeçilmezi olan bu kanatlar ise geçen yılda da olduğu gibi Türk tasarımcı Serkan Cura tarafından yapılacak.

2007 yılında Belçika’daki Antwerp Royal Academy Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden mezun olan Cura, Paris’e yerleşti ve Jean Paul Gaultier gibi moda dünyasının öncü isimleriyle çalıştı. Daha sonra orada bir Houte Couture butik açan genç sanatçı, bütün moda otoriteleri tarafından dikkat çekici bulundu. 2013 yılındaki Victoria’s Secret Yılbaşı defilesinde gösterdiği başarının karşılığı olarak Victoria’s Secret’in kanatlarının tasarımcılığını önümüzdeki yıllarda da üstlenecek olan Cura, Grazia dergisinin İngiliz edisyonuna verdiği demeçte “Benim için en büyük ilham kaynağı doğa. Bir orman ya da bir deniz, her an yeni bir şeyler yapmak için heyecanlandırıyor beni” sözlerine yer verdi.

13 yaşından beri moda ile ilgilendiğini belirten Cura, kanatları mayısta çizmeye başlamış. 5’i baş melek olmak üzere 11 kanat meleği giydirecek olan modanın genç neferi, dünyaca ünlü mücevher markası Swarovski’den 150 bin renklendirilmiş kristal sipariş etti. Yazın gerçekleşen defilesinin ardından da kanatları yapmaya başladığını açıklayan Cura, 5 aydır canla başla çalıştığını söyledi. Cura, “Geçen yıl kuliste kanatların meleklere giydirilmesiyle uğraştığım için şovu ancak televizyondan izleyebilmiştim. Ancak yine de aldığım tepkiler karşısında onur duydum” dedi. Victoria’s Secret kanatları dışında da pek çok iyi işe imza atan Cura, Cindy Bruna, Candice Swanepoel ve Karlie Loss gibi dünyaca ünlü mankenlerle çalışmaktan keyif aldığını kaydetti.

Türkiye’nin kadına şiddet karnesi

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından alınan bir kararla her 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak anılıyor. 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde diktatör Rafael Trujillo’ya karşıtlığıyla bilinen Mirabal kardeşler isimli üç kız kardeşin, Trujillo’nun: “Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler” şeklinde yaptığı açıklamadan günler sonra tecavüz edilerek vahşice öldürülmesinin ardından bugün kadına karşı şiddeti önlemenin simgesi haline geldi. Miraballar’in ardından ise kadına şiddette başı çeken ülkeler arasında bulunan Türkiye’den bazı rakamlar şöyle… Türkiye’de kadınlar hemen her gün cinsel şiddete, tacize ya da tecavüze uğruyor. Sadece 2013 yılında 214 kadın ve 10 kız çocuğu erkekler tarafından öldürüldü. Aynı erkekler 167 kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti/tecavüz girişiminde bulundu, 241 kadın ve kız çocuğuna şiddet uyguladı, 161 kadın ve kız çocuğuna cinsel tacizde bulundu.

Polis koruması yetersiz

2013’te her 10 kadından biri şiddet gördüğü gerekçesiyle kolluk kuvvetlerine, mülki amirlere ve savcılara defalarca şikayette bulunmasına ya da koruma talebi çıkartmasına rağmen ağır yaralandı ya da öldürüldü. Kadınlar en çok kocalarından şiddet gördü. Kadın cinayetlerinin gerekçeleri ise şöyle sıralanıyor…

Namus cinayetleri yüzünden ortalama 5 kadın, nefret (cinsiyet ve etnik, dini grup ayrımcılığı) yüzünden 6 kadın, aile içi ve eş cinayetleri yüzünden 294 kadın hayatını kaybetti. Yılda ortalama 32 kadın intihara sürüklenirken sadece 2014 yılında 142 kadın taciz ve tecavüz şikayetinde bulundu. 202 kadın ise fuhuşa zorlandığı sebebiyle emniyet güçlerine başvurdu.

Hayaldi gerçek oldu

Europe Comet Chaser

Uzaycılık tarihinin en zorlu projelerinden biri olan Rosetta’ya bağlı bir kondu, 10 yıllık bir kovalamacının ardından kuyruklu yıldız üzerine iniş gerçekleştirdi

Dünya’dan yüz milyonlarca kilometre uzaklıkta bulunan ve tamı tamına 10 yıl 8 ay ve 10 gün süren uzay kovalamacası dün başarıyla sona erdi. Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) 67P/Çuryumov-Gerasimenko kuyruklu yıldızına inmek için fırlattığı uzay aracı Rosetta, 6 Ağustos tarihinde kuyruklu yıldızın yörüngesine girebilmeyi başarmıştı. Rosetta, 2004 yılında bir rokete bağlı olarak fırlatıldı ve kuyruklu yıldız 67P’nin peşine düştü. Dünya ve Mars’ın yerçekimi gücünü kullanarak hız kazanan uzay aracı böylece 7 milyar kilometre yol kat etti. Güneş’in etrafında 5 kez dönen Rosetta, birkaç kez yörüngeyi ıskalasa da en sonunda başarıya ulaştı. En son mekiğin yakıtını koruyabilmek için 31 ay boyunca uykuda tutulan Rosetta, ocak ayında son derin uykusundan uyandırılarak kuyruklu yıldızın peşine düştü ve 67P’yi yakaladı.

10 yıllık serüvenin sonunda dün Türkiye saatiyle 10:00’da başlayan iniş, 18:00’da tamamlandı. Bilim insanlarının komutlarının dahi 28 dakika sonra ulaştığı Rosetta, Dünya’dan 500 milyon kilometre uzaklıktaydı.

Böylelikle Güneş’in kendisinden fırlayan bir gök cismi olan kuyruklu yıldızda yapılacak olan ilk araştırma olma özelliği taşıyan Rosetta projesi, yıldızlar, gezegenler ve daha fazlası hakkındaki karanlıklara ışık tutacak. Rosetta’nın uçuş direktörü Andrea Accomazzo, “Toplamda 1.6 milyar dolara mal olan çalışmamız inişte başarısız olsaydı bile yüzde 80 anlamında başarılı sayılır. Çünkü bu aşamaya kadar gelebilmek bile tarihte bir ilk” ifadesini kullandı.

Museviliğin kutsal kitabı Tevrat’ın ilk bölümü olan ‘Yaradılış’ın ilk üç kısmının mikroskobik formatta 1000 dilde yazılarak Philae Kondusu’na yerleştirilmesi de araştırmanın yaradılış hakkındaki bilinmezlikleri aydınlatması bakımından sembolik bir anlam taşıyor.